tarafından

Masallar

yusufcuk-bocegi-73EC-C9A5-347F

Anneler çocuklarını uyutmak için bazen ninni söylerler, bazen de masal anlatırlar. İlk anda biraz direnen çocuklar kısa bir süre sonra mutlaka derin bir uykuya dalar. Çünkü gürültülü ve karmaşıktır yaşadığı dünya ve yorgun düşer. Aciz ve masum vücudu dayanamaz ve uykunun güvenli kollarına kendini bırakır. O ninnilerde, masallarda hep hikayeler anlatılır. Gerçekle alakası olmayan hikayeler. Çünkü çocuklar, bebekler bunları duymak istiyordur. Masallardaki gibi bir dünyanın hayalini kurarlar. Fakat bir an önce büyüsün diye bin bir emek verilen çocuklar büyüyünce anlar; meğer merak edip durdukları, ulaşıp hakim olmak istedikleri dünya ne zor yamaçlarla doluymuş. Onun için kimileri hep çocuk kalmak, hiç büyümemek ister. Belki bir çocuk masumiyetini muhafaza etmek, asla bozulmamak, kirlenmemek güzeldir. Çünkü dışarıda kirli, yalanlarla, haksızlıklarla dolu bir dünya vardır.

Fakat insan büyümekten bir türlü kurtulamaz. Büyüdükçe sorumluluklar, sorunlar artar. Bazıları doğruyu Allah’ın izniyle bulabilir. Onlar büyümenin hakkını vermiş, mücadele yolunu seçmiştir. Onları hep zorlu bir hayat beklemektedir. Sıkıntının biri bitse diğeri başlar. Bazılarının uydurduğu hayal ürünü masallar değildir onların meşgul olduğu. Masallar çocuklukta, çok gerilerde kalmıştır. Çünkü büyüyünce söylenen masallar acı verir. O masallar yalana dönüşür. Onlar doğruları, bıkmadan, usanmadan, korkmadan haykırırlar, yalancıları, masal anlatanları ortaya çıkarmak için. Fakat doğruları haykıranların akıbeti çoğu zaman suçlanmak, bazen de zindanlara atılmaktır. Bu dünya onlar için zindandır. Ahirette ise hayal bile edemedikleri mükafatlar onları beklemektedir.

Büyümenin, kocaman birer adam olmanın hakkını veremeyenler de vardır. Onlar asla sıkıntıya düşmek istemezler. Ve hep çocuk kalırlar. Fakat zalim, bencil çocuk olarak… Bunun için de hep gerçeklerden kaçarlar. Kendi ördükleri duvarın dışına çıkıp gerçeklerle yüzleşme cesaretini bir türlü gösteremezler. Doğru veya yalanlardan haberleri yoktur. Bu ikisini ayırt etmekten daha önemli olan kendi nefisleri, rahatlarıdır. Çünkü onlar için fark etmez. Aman rahatları kaçmasın, birileri gelip onlarla uğraşmasın ya da bulundukları makam, mevki, sahip oldukları mal, para ellerinden alınmasın. Bunlar görünürde kaybetmezler, ama manevi alemde içinden çıkamayacakları çukura düşmüşlerdir. Orada uyur onlar. Gaflet uykusunda… Ama uyuduklarının, uyutulduklarının farkında değillerdir. Daimi alem olan ahirette gerçek kaybeden bunlardır.

Çocuklar kadar masum kalabilmek… Hayal ettiğin güzel masalları gerçeğe dönüştürmek… Çok zor ve bedeli ağır olsa da hep gerçeğin peşinde koşmak… Ne olursa olsun buna değer. Çünkü bu insan olmanın hakkını verebilmektir.

Bir şarkının sözlerini paylaşmak istiyorum burada. Hayvanların; bir yusufçuk böceğinin, canavarların, kuşların ve arıların anlatıldığı bir masal…

”Dirty Paws” (Of Monsters And Men)

Jumping up and down the floor,(Yerde yukarı aşağı zıplıyorum)
My head is an animal. (Başım bir hayvan)
And once there was an animal,(Ve bir zamanlar bir hayvan vardı)
It had a son that mowed the lawn(O hayvanın çimleri biçen bir oğlu vardı)
The son was an ok guy, (Oğlan iyi bir çocuktu)
They had a pet dragonfly.(Yusufçuk olan bir evcil hayvanları vardı)
The dragonfly it ran away, (Yusufçuk uzaklara kaçtı)
But it came back with a story to say.(Ama anlatılacak bir hikayeyle geri döndü)

Her dirty paws and furry coat, (Onun kirli pençeleri ve tüylü postu) 
She ran down the forest slope.(Orman yamacından aşağı koştu)
The forest of talking trees, (Konuşan ağaçların ormanı) 
They used to sing about the birds and the bees.(Kuşlar ve arılar hakkında şarkı söylerlerdi)
The bees had declared a war,(Arılar savaş ilan etti) 
The sky wasn’t big enough for them all.(Gökyüzü hepsi için yeterince büyük değildi)
The birds, they got help from below,(Kuşlar, onlar aşağıdan yardım aldılar)
From dirty paws and the creatures of snow.(Kirli pençelerden ve kar yaratıklarından)
And for a while things were cold,(Ve bir süreliğine etraf sakindi) 
They were scared down in their holes.(Deliklerinin içine sinmişlerdi)
The forest that once was green (Bir zamanlar yeşil olan orman)
Was colored black by those killing machines.(Bu ölüm makineleri tarafından siyaha boyanmıştı)
But she and her furry friends (Ama o ve tüylü arkadaşları) 
Took down the queen bee and her men.(Kraliçe arı ve adamlarını devirdiler)
And that’s how the story goes,(Ve işte hikaye böyle gider) 
The story of the beast with those four dirty paws.(Dört kirli pençeli canavarın hikayesi)

Yorum bırakın