tarafından

”Nar Ağacı”ından

204166

Bizse durmadan yürüyorduk. Biz cepheye yeni sürülenler, Rumeli’nden dönen binlerce askere göre iyi sayılırız. Fakat onlar yürüyen, daha doğrusu sürüklenen,kadidi çıkmış birer heyula ordusu gibi. Koleralı değillerse bile açlıktan, soğuktan, yorgunluktan, uykusuzluktan, sefalet ve bakımsızlıktan, ölüme bunca yakın durmaktan hepsi aynı yüze sahip olmuş sonunda. Gözleri çukura kaçmış, avurtları çökmüş, elmacık kemikleri fırlamış, irileşmiş bir yüz bu. Omuzları çökmüş, kamburu çıkmış, beli bükülmüş, bacakları kolları incecik kalmış ortak bir bedende bu ortak yüzü taşıyor, tabi taşıyabilirse. Çünkü, bunların da hepsi birer birer düşüyor. Her biri dizlerinin bağı çözülerek olduğu yere çöküyor. Kimi yüzüstü kimi dizüstü başını göğsüne eğerek, kimi kendi boynunu kendi ağırlığının altında ezerek düşüyor. Kimi sırtüstü, bir fidan gibi devriliyor. Ay gibi, güneş gibi batıp gidiyor… 

Savaş en başta en zavallıları, en nazlıları götürüyor. Bunların her biri kendilerine nice ümit bağlanmış ana evladı…

Zehra unutsam. Gördüklerimi, bu dehşeti, bu vahşeti, cezalıları melekler olan bu cehennemi unutsam…

Nazan Bekiroğlu / Nar Ağacı

Yorum bırakın